_18/10/2001
_Savaşsız dünyaya doğru...
_Niçin savaş?
Daima büyük harflerden oluşan cevabı hazır bir soru bu.
Çoğu zaman anlamsız bulunan, küçümsenen bu soruyu, yeniden.. yeniden sormamız gerek.
Niçin savaş?
Afganistan savaşı, Amerikan egemenlik makamının, yıkılan gururunu,
belki de kibrini restore için başlatıldı. İktidar sahipleri, kendi
halklarına güçlerini göstermek istiyor. Amerika'nın dünyaya gücünü ispat
çabası,işin ikinci etabı. Yönetenler iktidarlarını sağlamlaştıracak.
Bunun için kiliseler seferber olacak. İncil'den dualarla iktidar
kutsanacak. Tören kıyafetli askerler marşlar söyleyecek. Genç, ihtiyar
herkesin elinde sallanan bayraklar, iktidar gücünü vatan, millet
hamasetiyle destekleyecek. Ve öbür tarafta bir fareyi öldürmek için
binalar yakılacak.
Yüzlerce, binlerce suçsuz günahsız
insan, çoluğu çocuğuyla korkudan evini, yurdunu terk edip yollara düşecek. Ne için?
Onlar açlık çekip perişan oldukça Amerikan yöneticileri halkları nezdinde daha güçlenecek.
Kan, gözyaşı ve ölüm. Savaş bir tarafta onulmaz yaralar açarken, öbür tarafta zafer, sevinç ve mutluluk naraları attıracak.
Savaş işte bu.
Adına ne derlerse desinler, nasıl gerekçeler bulurlarsa bulsunlar,
savaş, iktidar sahibi yöneticilerin
doymak bilmeyen bir güç isterisidir. Bunun özeti budur.
Tarih boyu da böyledir bu.
Kiliseler, camiler, havralar daima yöneticilere başka ve önemli bir
güç desteği olmuş, iktidarlarını pekiştirmek için adam öldürmeye, kana,
feryada fetva vermiş, kutsamış ve üstelik toplumsal cinayetlere yüksek
manevi yorumlar getirmiştir.
Adam öldürmeye, savaşa cevaz veren bütün dinler tarih ve insanlık önünde sorumludur.
İntikam, kan ve gözyaşı çağrıştıran hiçbir manevi değer, insanlığa duyulan barış, merhamet ve sevgiden daha önce gelemez.
Dinler, asırlar boyu iktidarların elinde
ve iktidarların yedeğinde oldu. Barış
ve sükûneti gerçek bir iktidar olarak
tavsiye edecek, kuracak bir potansiyel taşıdıkları halde, ait oldukları iktidarların elinde, asırlar boyu dünyanın bir kan
gölüne dönmesine en büyük katkıyı ve desteği dinler sağladı.
Milletlerin birbirine düşman olmasında, düşman kalmasında taşıyıcı rolü üstlenen de hâlâ dinlerdir.
Savaşların, yenilgilerin ve zaferlerin artığı olarak milletler
ulusal değerlerini daha doğrusu kinlerini ve düşmanlıklarını bir bayrak
halinde yaşatmaya devam ediyor. Bu değerler, ayırıcı özelliğiyle bütün
insani değerleri ve birikimleri yok ederek savaş ve intikam duygularını
bir kan davasına çeviriyor.
Niçin savaş?
Gösterişli sözlerle ahmakları ölüme sürmek, öldürüleni meşru göstermek ve iktidar üstüne iktidar kazanmak.
İnsanlık âleminin bir bütün olduğunu, onu ayıran, kin ve haset
üreten bütün kavram ve kurumları yeniden değerlendirmek gerektiğini
anlayana kadar insanlar galiba savaşlara tempo tutmaya devam edecekler.