_19/07/2001
_N'olur gitmeyin
_İstifanızı isteyen fitnecileri dinlemeyin.
Sadaretinizin ikinci sene-i devriyesini idrak edeli, henüz birkaç ay oldu.
Bu iki buçuk seneye yakın zaman içinde, iki fevkalade, yüzlerce de alelade deprem yaşadık. Milli bir mesuliyet içinde, tarihe geçecek bir şey yaptınız.
Durdunuz ve baktınız. Bu halkın milli dayanışma hislerini sınadınız. Sabırla beklediniz. Bu oturaklı ve kararlı bekleyişinizi gören ahali birden şahlandı ve birbiriyle yardımlaştı. Böylelikle milli dayanışma hasletlerimizin, unutulmuş
ictimai hususiyetlerimizin yeniden ortaya çıkmasına vesile oldunuz.
Hakikatte en büyük şeyi yaptığınız halde, sizi ağır davranmakla itham eden vatan hainleri, böylelikle vatana millete hudutsuz aşkınızı ispat ettiğinizi anlayamadılar.
Gitmeyin.
Daha önümüzde büyük depremler var. Durup bakacak, bekleyip halkını sınayacak vakarlı bir tavır olmazsa, millet şuuru, dayanışma duygusu nasıl devam edecek?
Sağlam sandığımız yer bile böylesine çatırdadıktan sonra, ekonomi sarsılmış ne gam. Sizin bu büyük ferasetiniz karşısında, ekonomide olanların ilahi bir mükafat olduğunu da anlamıyorlar.
Öyle ki, ilahi bir tecelliyle ekonomide de iki büyük zelzele oldu. Hatta o kadar ki, yüzlerce artçıyla devam edişlerinde bile benzerlikler ve ibretler var. Bu örneklerden zındıklar ders almıyor.
Bu depremde de, ötekinde olduğu gibi, siz akıllıca davranıp, hiçbir şey olmamış gibi çaktırmadan beklemeye başlayınca, birden borsanın çöktüğünü, faizlerin uçtuğunu gören odalar, sendikalar, tekmil iktisadi kurumlar, aniden uyanıp, istiklal savaşını, milli günlerimizi dahi hatırlayarak, sayenizde milli dayanışma şuurunu idrak etti.
İşyerleri çalıştırdıklarının yarısını çıkardı. Çıkanlar, 'Şeriatın kestiği parmak acımaz' deyip, vatan-millet uğruna fedakârlığın yüce bir duygu olduğunu keşfettiler.
Daha çalışanların geri kalan yarısı bu yüce duyguyu keşfetmedi. Gerçi çalışanların aylıkları da yarıya düştü. N'olur yaptığınızı yarım bırakmayın. Gitmeyin.
Bu milleti hep almaya alıştırdılar. Tütüne, çaya, buğdaya az veriyormuşsunuz. Nerde bizim milli haysiyetimiz? Yaptıklarınıza bakarak, ziraat sahasında da büyük bir milli hizmet olarak bunu başaracağınızdan, çiftçiyi, rençberi de tam verici olmaya alıştıracağınızdan asla şüphemiz yoktur.
Gerçi bazı fitneciler, Nasrettin Hoca'nın eşeğini telmihle 'tam açlığa alışacakken öldü' diye bu sözüme gülebilir. Ama o eşektir. İnsan yüksek davalar uğruna değil açlık çekmek, gerekirse ölmelidir de. Bu manevi hazzı yayan da siz oldunuz. Bizi maneviyatsız bırakıp gitmeyin.
Aldığınız tedbirlerle, Zekeriya Temizel gibi, Sadettin Tantan gibi mümtaz kadronuzla 80 milyar, 30 milyar, 20 milyar olarak ülkeden Türk düşmanı sermaye ile kökü dışarda dolarları kovdunuz. Dolara, bir metelik verilmemesi gerektiğini de milli bir ders olarak milletin kafasına çaktınız.
İki buçuk yıl bile olmayan saltanatınız döneminde, 400 bin dolayındaki paramızın itibarını yüzde üç yüz elli düşürdünüz. Böylelikle paranın el kiri olduğunu bu ahaliye öğrettiniz. Avrupa Birliği'ne, IMF'ye resti çektiniz. Önemli olanın paranın itibarı değil, milletin, devletin itibarı olduğu dersini verdiniz.
Vatandaş bütün bunları anladı. Bakın kimseden ses çıkıyor mu? Kahraman milletimiz sizi takdir etmese elsiz-dilsiz oturur mu? Yüksek kıymetleri olan bu halk, Nasrettin Hoca'nın eşeği değil ki.
Gitmeyin.
Sadaretinizin ikinci sene-i devriyesini idrak edeli, henüz birkaç ay oldu.
Bu iki buçuk seneye yakın zaman içinde, iki fevkalade, yüzlerce de alelade deprem yaşadık. Milli bir mesuliyet içinde, tarihe geçecek bir şey yaptınız.
Durdunuz ve baktınız. Bu halkın milli dayanışma hislerini sınadınız. Sabırla beklediniz. Bu oturaklı ve kararlı bekleyişinizi gören ahali birden şahlandı ve birbiriyle yardımlaştı. Böylelikle milli dayanışma hasletlerimizin, unutulmuş
ictimai hususiyetlerimizin yeniden ortaya çıkmasına vesile oldunuz.
Hakikatte en büyük şeyi yaptığınız halde, sizi ağır davranmakla itham eden vatan hainleri, böylelikle vatana millete hudutsuz aşkınızı ispat ettiğinizi anlayamadılar.
Gitmeyin.
Daha önümüzde büyük depremler var. Durup bakacak, bekleyip halkını sınayacak vakarlı bir tavır olmazsa, millet şuuru, dayanışma duygusu nasıl devam edecek?
Sağlam sandığımız yer bile böylesine çatırdadıktan sonra, ekonomi sarsılmış ne gam. Sizin bu büyük ferasetiniz karşısında, ekonomide olanların ilahi bir mükafat olduğunu da anlamıyorlar.
Öyle ki, ilahi bir tecelliyle ekonomide de iki büyük zelzele oldu. Hatta o kadar ki, yüzlerce artçıyla devam edişlerinde bile benzerlikler ve ibretler var. Bu örneklerden zındıklar ders almıyor.
Bu depremde de, ötekinde olduğu gibi, siz akıllıca davranıp, hiçbir şey olmamış gibi çaktırmadan beklemeye başlayınca, birden borsanın çöktüğünü, faizlerin uçtuğunu gören odalar, sendikalar, tekmil iktisadi kurumlar, aniden uyanıp, istiklal savaşını, milli günlerimizi dahi hatırlayarak, sayenizde milli dayanışma şuurunu idrak etti.
İşyerleri çalıştırdıklarının yarısını çıkardı. Çıkanlar, 'Şeriatın kestiği parmak acımaz' deyip, vatan-millet uğruna fedakârlığın yüce bir duygu olduğunu keşfettiler.
Daha çalışanların geri kalan yarısı bu yüce duyguyu keşfetmedi. Gerçi çalışanların aylıkları da yarıya düştü. N'olur yaptığınızı yarım bırakmayın. Gitmeyin.
Bu milleti hep almaya alıştırdılar. Tütüne, çaya, buğdaya az veriyormuşsunuz. Nerde bizim milli haysiyetimiz? Yaptıklarınıza bakarak, ziraat sahasında da büyük bir milli hizmet olarak bunu başaracağınızdan, çiftçiyi, rençberi de tam verici olmaya alıştıracağınızdan asla şüphemiz yoktur.
Gerçi bazı fitneciler, Nasrettin Hoca'nın eşeğini telmihle 'tam açlığa alışacakken öldü' diye bu sözüme gülebilir. Ama o eşektir. İnsan yüksek davalar uğruna değil açlık çekmek, gerekirse ölmelidir de. Bu manevi hazzı yayan da siz oldunuz. Bizi maneviyatsız bırakıp gitmeyin.
Aldığınız tedbirlerle, Zekeriya Temizel gibi, Sadettin Tantan gibi mümtaz kadronuzla 80 milyar, 30 milyar, 20 milyar olarak ülkeden Türk düşmanı sermaye ile kökü dışarda dolarları kovdunuz. Dolara, bir metelik verilmemesi gerektiğini de milli bir ders olarak milletin kafasına çaktınız.
İki buçuk yıl bile olmayan saltanatınız döneminde, 400 bin dolayındaki paramızın itibarını yüzde üç yüz elli düşürdünüz. Böylelikle paranın el kiri olduğunu bu ahaliye öğrettiniz. Avrupa Birliği'ne, IMF'ye resti çektiniz. Önemli olanın paranın itibarı değil, milletin, devletin itibarı olduğu dersini verdiniz.
Vatandaş bütün bunları anladı. Bakın kimseden ses çıkıyor mu? Kahraman milletimiz sizi takdir etmese elsiz-dilsiz oturur mu? Yüksek kıymetleri olan bu halk, Nasrettin Hoca'nın eşeği değil ki.
Gitmeyin.