Mehmet Taşdiken
  • Anasayfa
  • Projeler
    • Sonsuz Şükran Köyü
    • Anadolu´ya Şükran Buluşmaları
    • Fransız Sokağı
    • Old City Basmane
    • Carşamba Bulusmaları
  • Fransız Sokağı
  • Afitaş
  • Televizyon ve Film Işleri
    • Aşk ağlatır (2013)
    • Dönmeyenler (Belgesel)
    • Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (Dizi)
    • Bizim Eller (Sinema Filmi)
    • Yuva (Dizi)
    • 5 Numaralı Kamp (Dizi)
    • Yurdumda ölmek istiyorum (Sinema Filmi/Dizi)
    • Türkistan Işığı
  • Yazili Eserleri
    • Berduş Düşünceler
    • köşe yazıları
    • Han Buyruğu
    • Itri
    • Beş Çayı
    • Bir Sevdadır Çobanlık
  • Iletişim
  • linkler
_AKŞAM | PAZAR | 22 KASIM 2009, PAZAR

_Amman´daki `Türk kolonisi`

Songül Jaber, Ürdünlülerle evli Türk kadınlarını bir araya getiren Türk Kültür Merkezi'nin Kadın Koordinasyon Başkanı. Son 29 yıl içinde Ürdün'de oluşmuş böyle bir koloninin sırrını Songül Hanım şöyle açıklıyor: 'Aslında bizim bütün Ürdünlü eşlerimiz Türkiye hayranı ve hanımköylü.'

Ürdün başka bir yer, Ürdünlü içten, samimi ve dost... Türk insanlarına karşı ise daha bir dost. Türk olduğunuzu duyan Arapların bir anda nerdeyse kimyası değişiyor. O kadar ilgili, o kadar sıcaklar ki. Misafire gösterilen inanılmaz ev sahipliği, birbirlerine karşı yardımseverlik, cömertlik yarışı, insani ilişkiler... Gördüklerim, doğrusu kadim Arap edebiyatının efsanevi kıssalarının içindeymişim hissini uyandırdı bende. Buraya bizim kadınlarımızı bağlayan şeyler, artık dünyanın başka coğrafyalarında nostaljik hatıralara dönmüş, insani değerler midir acaba?
Sokaklara da yansıdığı gibi, herkes dilediği gibi giyinebiliyor, dilediği gibi yaşayabiliyor.
Amman, modern bir şehir. Bizim kadınlarımız Türkiye'deki kadar özgürler. İşyerleri var, hepsinin altında kendilerine ait yeni model arabaları var. Yaşam standartları ortanın çok üstünde, çok aktif bir sosyal yaşamları var.
Songül Jaber, Ürdün'ün dönmeyenlerinden... İzmir'de iktisat fakültesini bitirmiş, işe girmiş. Ürdünlü Eid Jaber ile tanıştıktan sonra hayatı değişmiş; evlenip işini, ailesini, ülkesini bırakarak Ürdün'e yerleşmiş. 'Eşimle 1988 yılının son aylarında tanıştık. Kendisi 9 Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi son sınıf öğrencisiydi, ben de İzmir'de bir devlet kuruluşunda memur olarak çalışıyordum. Ortak arkadaşlarımız sayesinde tanıştık. 1989 yılının 28 Temmuzu'nda evlendik, hem Türkiye'de Türkiye geleneklerine göre hem de Ürdün'de Ürdün geleneklerine göre düğün yapıldı. İki oğlum, bir kızım var. Büyük oğlum bu sene üniversite imtihanlarına hazırlanıyor, onun küçüğü kızım 9. sınıfa geçti, en küçük oğlum Murat da 6. sınıfta. Mutlu bir yuvamız var, eşim, çocuklarına, ailesine, evine çok düşkün. Kendisi şu anda Ürdün'de Hava Kuvvetleri'nde Yarbay rütbesinde mimar-mühendis olarak çalışıyor.'

BU KIZI ARAPLARA NASIL VERİRSİNİZ?
Yarbay Eid Jaber, eşinin ifade ettiği gibi çocuklarına, ailesine düşkün bir baba, bir eş olmakla birlikte çok iyi olan Türkçe'si nedeniyle üst düzey askeri görüşmelerde tercüman olarak da görev yapıyor. Türk Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın ziyaretinde, daha önce Hava Kuvvetleri Komutanlarının görüşmelerinde tercüman olarak bulunmuş. Karşılıklı tüm komutanlar iyi derecede İngilizce bilmekle beraber, onun tercümanlığında herkes kendi dilini konuşmayı tercih etmiş.
Eid Jaber ile evliliği öncesinde ve hatta yıllar sonra Songül Hanım'ın bazı tanıdıkları, eşi Arap olduğu için benimseyememişler bu evliliği. Songül Hanım o dedikoduları hala unutamamış. 'Akrabalarımızdan biri 'nasıl verdiniz kızı oralara' demiş; 'Araplara kız verilir mi?'. Yengem 'Valla biz çok memnunuz damadımızdan... Üç yıl oldu evleneli, dört yıldır tanıyoruz. Kızımız da çok memnun, hiçbir kötülüklerini görmedik' demiş.'
Peki, Araplar bizim kadınlarımız için ne düşünüyor? Songül Hanım'ın kayınvalidesi onu kendi kızı gibi sevmiş. Asla klasik kaynana olmamış. Zaten Türkleri de çok severmiş. Songül Hanım da rahmetli olan kayınvalidesini annesi gibi sevmiş.

TÜRK KADINLARINI   HERKES ÇOK SEVİYOR
Ürdün'e gelin gidenlerden Ayten Okasheh'in kimyager eşi Selim Okasheh, gayet düzgün bir Türkçe'yle diyor ki: 'Sırf Ayten için değil, genel olarak bütün hanımlar için şunu söyleyebilirim: Onlar gerçek anneler. Hepsi gerçek bir hanım, iyi bir eş ve çocuklarına çok düşkünler. Bunu bütün Ürdünlüler biliyor. Türk kadınlarını burada herkes çok seviyor.'
Ayten Hanım'ın Türk dizilerine müptela Hıristiyan komşusu Nadya Midanat da Türk kadınları için hayranlığını gizleyemeyenlerden: 'Çok cana yakın kadınlar. Bir de çok güzeller. Türk hanımlarının evdeki davranışlarına, kocasına, çocuklarına davranışlarına, hayran kalıyoruz. Asaletleri bizi hayran bırakıyor.' Gerçekten Ürdün'de insanlarla konuştuktan sonra farkına varıyorsunuz ki, biz Türk erkekleri galiba 'derya içinde deryayı bilmezlerden'iz. Türk kadının bu kadar yüceltildiği, kabul etmeli ki, doğru bir söylemle belki değerinin takdir edildiği başka bir ülke var mıdır? Türkiye dahil...

Songül Jaber 'Bundan 20 sene evvel Türkiye'ye çok büyük ilgi vardı Arap dünyasından. Akın akın Türkiye'ye gidiyorlardı. Daha sonra Arapların aleyhinde yapılan propagandalara, onların Türkiye'ye küsmelerine sebep oldu. Umarız ki bundan sonra geçmişte yapılan hatalar telafi edilir' diyor.

Ürdün'de kadınlar modern bir hayat yaşıyor. Kendi işyerlerini açıp son model otomobillere biniyorlar. Türk dizilerine ilgi de çok fazla ve dizilerdeki modernlik onları şaşırtıyor. Ürdün'deki Türkler sık sık aynı sorularla karşılaşmaktan yakınıyor: 'Sizde böyle sabah-akşam içki içiliyor mu?', 'Evlenmeden önce aynı evde beraber yaşanıyor mu?', 'Evlilik dışı çocuk yapılıyor mu?' en çok duydukları sorular.

Songül Hanım'ın eşi Yarbay Eid Jaber, belki de analizi çok uzun olacak 'Ürdünlülerin Türkiye'ye bakışı'nı bir iki cümle ile özetleyiveriyor: 'Türkiye ne zaman ve kiminle maç yapar kazanırsa, burada bayram olur. Ürdünlüler nümayiş yaparak sokaklara dökülür. Raflarda bir Türk malı görürse Ürdünlü önce onu tercih eder.'

Amman'da Türk Kültür Merkezi cıvıl cıvıl. Türk kadınları, Ürdünlü eniştelerimiz, onların çocukları, hatta Hıristiyan Araplar... Türküler, halk oyunları, Türkçe öğreniyorlar. Dışişleri, bu örnekleri dünyanın her tarafına mutlaka yaymalı. Dış temsilciliğin bulunduğu her ülke ve şehirde en azından Türkçe öğreten bir kurs, mutlaka faaliyete geçirmeli.

MEHMET TAŞDİKEN

_
Web: LaqueLaque